Tavsiye ve Sorumluluk

Tavsiye vermek ciddi bir iştir. Tavsiye verirken bir doktor titizliğiyle çalışmak gerekir. Bir doktor hastalığın teşhisini ve tedavisini belirlemeden önce, hastanın sağlık geçmişini, rahatsızlığının boyutunu, bulgularını ve tahlillerini nasıl değerlendiriyorsa tavsiye veren kişi de aynı incelikle çalışmalıdır. Eh tabi, uzmanlık alanınız kardiyolojiyse eğer, göz hastalıklarıyla ilgili bir teşhis koymak durumunda kaldığınızda kardiyolojik bakış açılı bir tedavi yöntemi geliştirmeniz aşikar. Bunun nasıl bir sonuç vereceğini ise şansa bırakarak tahmin etmek mümkün. Sözcüklerin neler yapabileceğini herkes bilir.
Bazen iyi bir tavsiye verici olup olmadığımı soruyorum kendime. Normal insanlar için normal bir bakış açısı geliştirmeye çalıştığımda fazla yüzeysel olabiliyor, dolayısıyla politik davranabiliyorum. Bunun kadar olağan bir şey olamaz elbette. Peki karşılığında ne alıyorum?
Sırf kartvizitinde kardiyolog yazıyor diye tıp kitaplarındaki resimlerden öteye kalp görmemiş birinden kalbinizi tedavi etmesini isterseniz, o zatı alinin davranışlarının sorumluluğu da size aittir. Bir göz doktorundan kalbinizle ilgili tavsiye isterseniz, tavsiyeyi uygulamanız sonucunda olacakların sorumluğu size aittir. Neyi kime soracağınızı bilmiyorsanız, sorularınıza alacağınız cevapların sorumluluğu da size aittir. Her şeyi herkese sorduğunuz için, her şeye her türlü tavsiye verenlerin sorumluluğu yine size aittir.
Bu yüzden benden tavsiye isteyenlere gerçekten iyi bir tavsiye vereceğim.
İsteğiniz dışında size verilmiş sorumluluklar için Tanrı başta olmak üzere herkesi suçlayabilirsiniz. Diğerlerini bilemem ama onun bu konuda affedici olabildiğini duydum. Fakat kendinize ait kıldığınız sorumluluklar için başkalarını suçlamayı bırakın. Zorda kalınca herkes yalan söyler. Her tavsiye her zaman doğru tavsiye değildir. Tavsiyelerin altında yatan niyeti hiçbir zaman bilemezsiniz. Ben de dünyanın en iyi niyetli insanı değilim. Niyetimin sorumluluğu bana, verdiğim tavsiyeyi uygulamanın sorumluluğu size aittir.

Yorumlar