Elif Şafak’ın “Aşk” ı Üstüne…

Daha okumadan bir kitap üstüne ettiğim birkaç kelamın verdiği vicdani rahatsızlıktan dolayı birkaç kelam da okuduktan sonra etmek istedim.
Kitap önyargılarımı haksız çıkarmadı ancak yerden yere vuracağım kadar bir keyifsizlik de vermedi. Klişelerle baymasa da, klişe bir aşkı anlatmaktan öteye gidemedi. Doyurucu değil, en fazla açlıktan öldürmeyecek bir kitap. Şems ve Mevlana’nın isimleri ise kitapta, yaş pastanın üstüne domates kabuğundan yapılmış gül gibi duruyor. Pasta yenilesi, gül eğreti, yazık denecek türden, böyle acayip bir şey.
Güzel bir üslup, çeviri olduğunu bilsek de baştan yazıldığı belli. Kitabın arkasındaki kaynakça kısmını ilk başta yetersiz bulmuştum ama sonradan anladım ki böyle bir ilişkiyi bu şekilde anlatmak için yazarlık birikimi ve Mesnevi’yi biraz karıştırmak yeterli.
Daha fazla ileri gitmek haddimi aşmak olur. Ama bir okur olarak keyifle okunacak, isimlerin yerini tanımadığımız birilerinin isimleri alırsa ilgimizi cezbetmekte başarılı olacak bir öykü olduğunu düşünüyorum. Keşke Mevlana ve Şems yerine Ali, Veli vs. isimli dervişleri koysaydı ne kitabın kapağına, ne ismine, ne rengine ne de uygunsuz pazarlama tekniğine edecek bir laf bulurdum. Kapak da, ismi de öyküsüne yakışır, domates kabuğundan gül de mevsim salatasının üstünde çok şık dururdu.
Domates kabuğundan gülü üzerinden kaldırırsanız, lezzetli bir yaş pasta yiyeceğinizden şüpheniz olmasın.
İyi okumalar…

Yorumlar

destinayılmaz dedi ki…
muhteşem bir yazı kesinlikle elif Şafak ında okuması gereken ve birisinin ona iletmesi gereken bir yazı olmuş eline sağlık
Adsız dedi ki…
yazıyla ilgili bir yorum değil şimdi bu... da bu siteye her girdiğimde hatta girmeye çalıştığımda diyim "aaa irem kapamış" diyorum. ama bakıyorum ki yine 'benden benkim' yazmışım. bugün de öyle oldu. yazmak istedim:D
Sanem dedi ki…
Elinize sağlık. Hala kitaplığmda öylece durur Aşk. Okuyamadım. Neden bu kadar sürüncemede kaldı onu kestirmek güç aslında ama, galiba artık biliyorum. Ne zaman bir kitabı çok büyütsem gözümde, onu hevesle alsam, hevesim kursağımda kalır oldu okuyunca. İstediğim tadı alamayınca isminden çok bahsedilen kitaplardan kaçar oldum. Bunu en son M.Mungan'ın "Kadından Kentler" inde yaşadım. Ama kaçarı yok elbet. Bir gün düşecek elime.:) Sevgiyle kalın. İyi okumalar...
mescann dedi ki…
aslında bu kitabı bir solukta okudum.hakkında söylenen tün eleştirilere rağmen, o kadarda yavan bulmadım konusunu ama dediğin gibi karakterler bi başkası olsa bu kadar okunur muydu tartışılır..