Düşünülenlerden Yaşanılanlara

Kronik hayat nezlesi olmuşsunuz ya hani... Kimseden de farkınız yok. Nihayetinde herkesin hastalığı bu… Hücreleriniz yavaş yavaş ölüyor. Hücreleriniz öldükçe cümleleriniz de tükeniyor. Düşündüklerinizden ziyade yaşadıklarınızı anlatır oluyorsunuz gittikçe…

İngilizce öğretmenliği yaptığım kurumda ilköğretim öğrencileriyle girdiğim diyaloglardan seçmeler… Yorumsuz şekilde aynen tarafımdan aktarılmıştır.

Zavallı öğretmen öğrencilerinin mütemadiyen küfür etmelerinden bıkmıştır. Öğrencilerinin kullandığı küfür yelpazesini biraz olsun daraltmak için kendince bir yöntem geliştirir. Aklı sıra öğrencilere İngilizce küfür etmelerini söylerse çocuklar daha az küfür edeceklerdir.

Öğretmen: -Oğlum küfür edecekseniz İngiliz gibi küfür edin. Türkçe küfür yasak...
Öğrenci: -Piiiçh küfür olur mu hocam? (şeftali anlamına gelen "peach" ten bahsediyor.)
Öğretmen: -Olmaz.
Öğrenci: -Peki siiiiik olur mu? (hasta anlamına gelen "sick" ten bahsediyor.)
Öğretmen: -Olmaaaaz.
Öğrenci: -O zaman boz kutup ayısı ne demek hocam?
Öğretmen: -Tamam, vazgeçtim. Yok küfür müfür, küfüre benzeyen bir şey söylemek de yok.

Öğrenci: -Öğretmenim saçlarınız nasıl böyle hep havada duruyor? (Öğretmenin kısa ve jöleyle havalandırılmış saçlarından bahsediyor.)
Öğretmen: -Geceleri yarasa gibi baş aşağı uyuyorum.
Öğrenci: (Şaşkınlıkla) -Gerçekten mi?
Öğretmen: - Her gün jöleyle bunu nasıl yapabilirim sanıyorsun?

Öğretmen: -Zarf nedir anlatın bakalım? (Dilbilgisi konularındaki “zarf” mevzubahis...)
Öğrenci: -Vergi iade zarfı, mektup zarfı… Bi de böyle uzun bi zarf var neydi adı?
Öğretmen -…

Bu son olan da işe gidip geldiğim şehir içi minibüs yolculuğunda yanıma oturan dört yaşlarındaki çok sevimli erkek çocuğuyla yaşadığım diyalog. Konu yine saçlarım…

(Neredeyse on dakika boyunca üzerimde gezdirilen inceleyici bakışlarının ardından...)
Çocuk: -Sen ne biçimsin?
Ben: -Nasıl yani?
Çocuk: -Saçlarını dikmişsin erkek gibi...
Ben: -...?!
(Çocuk ön tarafta oturan bir diğer genç kızı gösterir ki kızın saçları uzun ve röflelidir.)
Çocuk: -Saçını şunun gibi yap da kıza benze. Nereye gidiyorsun sen?
Ben: -İşe...
Çocuk: -Ne işine?
Ben: -Öğretmenim ben.
Çocuk: -Yok ya, sen önce kıza benze.

Yorumlar

destinayılmaz dedi ki…
uhteşem olmuş çok güldürdün beni:)
4 yaşındaki çocuğa bayıldım onu söylerken yanında olmayı ve seninle birlikte gülmeyi isterdim :)diğerlerini biliyordum zaten. allah kolaylık versin ne diyeyim:)