Hadi otur yanıma, bir kahve kaynatayım,
Konuşalım benimle bir sigara yakayım,
Varsayalım, farz edelim bir sav-ı aşk kuralım da…
“Sen “-mış” gibi yap, ben hiç gülmem olur mu?”
Güldün ama gülme, ne güzel gülüyorsun, içim acıyor.
Aşk olsun gülüşün bu, aşk anca gülüşlere sığıyor.
Aşk iltica ediyor, hep bir dudak kenarına fakat…
“Kovsak şimdi onu buradan öylece hiç olur mu?”
Olmasın çabuk söner köpüğü, bir sor bana!
Kadınların elemleri acı kahverengidir.
Az sallasan açılır bembeyaz, bir fincanın dibinden ama…
“Yormasak fincanları, şimdi dursak olur mu?”
Duramam kendimlerden, kendi kendim yoluma.
Aklım mahsur olmasa, gönül güvercinlik kuşlara…
Gidemem işte, seni böyle sevsem diyorum ya...
“Çekip vursan kuşları, özgürlük yorulur mu?”
Yorulur, gökyüzleri dahi durulur kuşlar kanat çırpmasa.
Sen bile yorulursun, ne güzel yorgunluğun, içim acıyor.
Seni çok özleyen bir şarkı mırıldansam hâlbuki…
“Böylece kalkıp gitsek sonra şuradan olur mu?”
Olur…
Yorumlar
Şiir harika,
Yüreğinize sağlık...
Teşekkür ederim.
Yorulur, gökyüzleri dahi durulur kuşlar kanat çırpmasa.
Sen bile yorulursun, ne güzel yorgunluğun, içim acıyor.
Seni çok özleyen bir şarkı mırıldansam hâlbuki…
Harika... Bayıldım. Ben bu bloğu keşfetmekte neden bu kadar geç kaldım. bir de bu şiir kime ait acaba?