Geçen gece rüyamda mavi yapraklı bir ağaç gördüm. Üstünde kırpan gözlerden meyveler vardı. Uzun kirpikli, kapaklı, yuvarlak gözler… Dün yine gördüm o ağacı…
Önümde çizilesi duran bir kağıda ilk işim göz çizmek olur.
İnsanları çizmeye gözlerinden başlarım.
İnsanları sevmeye gözlerinden başlarım.
İnsanları silmeye burunlarından başlarım. Oysa yanlış çizdiğim mutlaka elleri olmuştur.
Bütün şarkılar ellerden çalınır. Çünkü şarkılar dokunur.
Yağmur seni öpebilir miyim, diye bir cümle gezinip duruyor iki gündür içimde. Bazen olur böyle, sabahları uyandığınızda içinizde bir şarkının çalması gibi… Cümleler de gezebilir…
Yağmur seni öpebilir miyim?
Hayır, boğulursun…
İçimde gezinen cümleleri bir yere not alırım. Bir gün lazım olur.
Bir gün lazım olur mu, diye düşünmeden attıklarım var, hiç lazım olmadılar.
Bir gün şiir yazar mıyım, diye düşündüm, lazım olur.
Yazdım.
Lazım oldu.
Şiir hiçbir kaybı onaramaz, diyen bir adam gördüm. (Octavio Paz)
Attım.
Yorumlar
sevgiyle...
la luna bir yer, belki güzel yazılar güzel rüyaları doğuruyordur.
Zuhitsu, gözlerden bir daha başlayacağım, başlayalım. Hadi bakalım.
Moda Gezgini, çok teşekkür ederim. Bakışlar, gözlerden önemli evet.