"-mış" gibi...


“Sahnede, hayattaki gibi öyle aptalca gülümsemek olmaz. İnsan evindeki gibi de olmaz orada, evindeki biçimde canı sıkılmaz. Bazen seyirciyle de konuşur oyuncu; ama herkes bilir onun gerçekten konuşmadığını: can sıkıcı karşılıklar vermezler ona. Oyun yazarının canı konuşmak istemiştir o sırada. Herkes bunu anlar onu hoşgörür. Hayata dayanamayan her insan gibi yapılır oyunda: “-mış” gibi yapılır.”

(Tehlikeli Oyunlar – Oğuz Atay)

“Ünlü Fransız yazar “Romain Gary”, yirmi yaşından beri yazdığı, ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya taşıyarak yaşamın bir parçası haline getirdiği bu romanı, ancak otuz yıl sonra, ve “Emile Ajar” takma adıyla yayımlar. Romanın başkişisi, genç bir yazardır; insanların da, onların yaşamlarının da, dünyanın da gerçek olmadığını, herkesin bir oyun, "Pseudo" oyunu, “-mış” gibi oyunu oynadığının farkına varmış bir kişidir. Kendisi oyun oynamadığı zaman deli olduğuna karar verilip kliniklere tıkılır. Normal insanların dünyasına dönmek istediğinde o da “-mış” gibi oyuna katılır...” 

(Yalan Roman – Emile Ajar (Can Yayınları Arka Kapak))
  
"Gizlemek (dissimuler), sahip olunan şeye sahip değilmiş gibi yapmak; simüle etmek ise sahip olunmayan şeye sahipmiş gibi yapmaktır. Birincisi bir varlığa (şu anda burada bulunmaya) diğeriyse bir yokluğa (şu arada burada bulunmamaya) göndermektedir. Ancak bu olay sanıldığından daha da karmaşık bir şeydir. Çünkü simüle etmek "-mış" gibi yapmak değildir..." 

(Simulakrlar ve Simlasyon - Jean  Baudrillard)

18. yüzyılda yaşamış bir Alman baronu olan ve Rus ordusunda paralı süvarilik yapan Karl Fredrich von Münchausen'in ismi, Rus-Osmanlı Savaşı dönüşte kahramanlıklarıyla ilgili anlattıklarının abartılı olması ve yalancılığıyla ünlenmesi sonrası, yalan hastalık öyküleri anlatanları tanımlayan sendroma verildi.

Yapay bozuklukların en uç tipi olan rahatsızlık, ilk kez 1951'de hastane hastane dolaşıp hastalık öyküleri uyduran ve kendilerine gereksiz yere cerrahi girişimler uygulanmasına razı bir grup hastayı belirtmek için kullanıldı. Bu rahatsızlığı bulunanlar doktorun muayenehanesine veya acil servise sıklıkla uydurma hastalık öyküsü ile gidiyor. Öyküsü genellikle yalanlarla dolu olan bu kişilerin, şaşırtıcı sayıda hastaneye gittiği ve sağlık personelini aldattığı da gözleniyor.

(Münchausen Sendromu - www.bilgimotoru.com)

Sayrımsama: Gerçek olmadığı halde kişinin kendini hasta ya da güçsüz göstermeye uğraşması.

(BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü)

Yorumlar

mesed hanım. dedi ki…
"Çünkü simüle etmek "-mış" gibi yapmak değildir..."
YokLuğa gönderme daha hoşuma gitti. Gerçeksizliğe bir başkaldırı, mış gibi de yapılmıyormuş hem.İlhamı da boldur hem. :)

sevgiyle,
İrem Nas dedi ki…
O "-mış" gibilerimden çektiğim kadar başka bir şeyden çekmedim, başka bir şeyden de yazmadım. Onun ilhamı yok mu... :D
Çanak Anten dedi ki…
Sayrımsayarak, -mış gibi yapmayı deneyecem yarın sabah :D
İrem Nas dedi ki…
Hım, görünen o ki işe gideceksiniz. Sayrımsama zor geliyorsa buna "temaruz" da deniyor. Şansınızı deneyin tabi, ben genelde deniyorum ama çok nadiren işe yarıyor. :D
Çanak Anten dedi ki…
Sınava girecektim :D Sayrımsama kelimesi hoşuma gitti, keşke bir de işe yarasaydı :D