Yazılamayan


Bir söylenir ve söylenmezin tuhaf biçimsizliğiyle savaşıyoruz. 
Söyleyecek bir şeyimiz olmamış gibi; olmuş gibi de…
Koca bir boşluğu parmağımızla dürterek birbirimize gösteriyoruz.
Üstümüze basanları bir bir babamıza söyleyecekmişiz gibi birbirimize gösteriyoruz.
Hiç de yalnız değiliz madem gösterişimizde boğulurken, seyirciler bizi niye görmüyor?
Ve bir o kadar yakınız, bir o kadar uzak…
İncecik bir sırat sınırında bir tuzak düşüşü tutuyor.
Bir tuzak tutuyor düşüşü, inanır mısın?

Hep büyüttüğüm sessizlik kocaman bir delikanlı olmuş askere gidiyor.
Güzel bir genç kadın olmuş, bebeğini öpüyor.
Güzel bir genç kadın kaşırken koparıyor sol göğsünün ucunu, 
Oluk oluk kan boşalıyor sanıyorum oysa kalbi sökülüyor.
Bir "şiir" yazdığımı sanıyorum. 
Önce noktalar ve çengeller kopuyor, elimde bir “sıır” kalıyor, fazlas”ı” zarar bir “sır”. 
Hiçbir yere sığmıyor.
Yazılamıyor.

Sabahları güneşler uyandırıyor, güzel güneşli günler…
Kimsenin söyleyecek bir şeyi yok, varmış gibi de…
Soru sormayacaksa herkes susuyor…
Cevap vermeyeceksem susuyorum.
Kusmaktan korkuyorum yuttuğum suları.
Muavinden siyah bir poşet istiyorum. Poşeti ağzıma tıkıyorum. 
Burnuma ve kulaklarıma kolonyalı otobüs mendilleri…
Sayısız maskeli yüzlerinizle sayısız hallerde yüzümdeki deliklerden içeri soktuğunuz pislikleri.
Görmeyecek işte kimse, tehditlerim susun artık diye… Dolu bu seferin hatları artık, diye…
Artıklar diye…

Oysa sen, sen ve de sen, ve şu ve bu, o ve ben… 
Susmasanız ya…
Boğulacaksınız diye korkuyorum.
Boğulmaktan korkuyorum.
Size bir şey olmasından öyle korktum ki, size bir şey yapacağımı sandınız.
Manyak mısınız?
Kendinden korkan başkasından korkmaz bir korkaktan korkacak kadarsa korkaklığınız,
Hala bir mumun alevine bundan avucunuzun içini tutmanız,
Kolumuzu güneşin göbek deliğine sokarak yanmak var.

Güneş hala doğuyorsa bir umudumuz vardır.
Gitsek de her yerde biraz vardır…
 

Yorumlar

mesed hanım. dedi ki…
yediğim bütün bir somunu azar azar parçalamak seni okumak İrem.

"Koca bir boşluğu parmağımızla dürterek birbirimize gösteriyoruz."

"Güzel bir genç kadın kaşırken koparıyor sol göğsünün ucunu,
Oluk oluk kan boşalıyor sanıyorum oysa kalbi sökülüyor.
Bir "şiir" yazdığımı sanıyorum."

"Önce noktalar ve çengeller kopuyor, elimde bir “sıır” kalıyor, fazlas”ı” zarar bir “sır”."

" Kusmaktan korkuyorum yuttuğum suları"

"Kendinden korkan başkasından korkmaz bir korkaktan korkacak kadarsa korkaklığınız,
Hala bir mumun alevine bundan avucunuzun içini tutmanız,
Kolumuzu güneşin göbek deliğine sokarak yanmak var."

bu yazılardan sonra sana ulaşabilme imkanı ne büyük kolaylık.

selamla.
Zıvanasız dedi ki…
Neyse ki Thrombin var umuda dair.
Neyse ki güneşin bize ihtiyacı yok doğmak için.
Neyse ki...
İrem Nas dedi ki…
Trombin (Thrombin) kanı pıhtılaştıran bir proteindir.
Zıvanasız dedi ki…
Evet, kesilmiş göğüs ucuna iyi gelir. Kendi umudunu üretir bünye...
İrem Nas dedi ki…
Şimdi anlıyorum, teşekkür ederim.
Zıvanasız dedi ki…
Ben de; keyif aldım.
evvah dedi ki…
az önce şöyle bir şey farkettim ki,,sadece okumak için değil müzik açmak yerine blogunda çalan şeyi dinlemeye de geliyormuşum buraya.öyleymiş evet.
İrem Nas dedi ki…
Teşekkür ederim, sevgili evvah şöyle öyleyse:http://bendenbenkim.blogspot.com/2011/05/bendenbenkim-fon-muzikleri.html