Canım, tutacak mıydınız onu da? Abide
bacaklarınızla dikilerek boş kalelere sıçrattığınız toplar için bir top
toplayıcıya ihtiyacınız var. O ben olacağım.
İnandığım her şeyin kusurlarına
diri diri gömdünüz beni. Önce kendimden başladınız. Şimdi kusurlarınızdan çiçekler
bitirecek birine ihtiyacınız var. O ben olacağım.
Teşekkür ederim bütün kusurların
lanetine. Hepsini saf dışı edecek kadar “kendiniz gibi” göründüğünüz için. Reprodüksiyon
tablolar gibisiniz. Gözlerini üstünüzden almayacak “o” ben olacağım.
Tanrısını yıl boyunca sadece bir
aylığına ipleyen ramazan puluna mahsus, hem böylesine aşağılayıp hem bu kadar
yavşadığı şeyden “senin” korkup korkmadığını sorgulamak. O da ben olacağım.
“Ama tatlım biz kendi kusurlarımızı yaratanı böyle onurlandırıyoruz.
Açlığımızı yalanla başlatıp, yalanla bitirerek bizi kusurlu yaratan tanrıya
şeref sunuyoruz. On bir ay kendimize tapıyoruz. Yılda bir ay da ona, kendimize nasıl
taptığımızı gösteriyoruz ki bildiğin üzere yine ondan ötürü…”
“Aferin, böyle de, canımı ye.
Pislik seni. Al su iç.”
“Sen olacak mısın?”
“İçimden attınız ya beni.”
“Bu sen değilsin.”
“Şükürler olsun beni hiç
tanımadınız.”
“Küfür etme kadın, hiç yakışmıyor.”
“Teşekkür ederim. Ben Şükran
Şükrü-ye.”
Yorumlar
o da bakış ya da yok, bu da bakış, açı babında...
çözemedik bizli sorunları, en azından tekilleştirip, ben e varamadık..
burdan bi yazı çıkar mı?
denemeli...
saygılar...
velhasıl gerçekten sizin yazıdan bağımsız, sadece yazının çıkışı burda oldu..:)