Yeryüzündeki varlığımın
30. yılına mum dikmeme yaklaşık bir hafta kaldı. Bu koca ellere orta parmağın
ucundan bilek mesafesi yürüyerek kat edilebilen küçücük bir avuçtan geleli bir
yıl oldu. En az liseyi bitiren bir genç irisininki kadar ergenliğimi ağzıma
büyük gelen lafları geviş getirmek suretiyle bir büyükbaş gibi tamamlayalı da
çok değil…
Kimse hakkını savunurken
gitmesi zaruri yollar yüzünden insanlığını sorgulamak zorunda kalmasın. Kimse
yalnızlığından kurtulmak için kendi gösterişinin kurbanı olmasın. Kimse kimseyi
oturttuğu yerden kaldırmak mecburunda bulunmasın. Kimse de dönüp ardına,
kaldırıldığı o koltuğa bakmasın…
Çünkü her
insan kıymeti kendinden menkul bir apartman sahibidir. Gider o apartmanın
sahibinden bir yer istersin. Mülk sahibi sana gönlüne göre değer biçtiği yeri
gösterir. Sen o daireyi istesen de bulduğun gibi bırakmayacağından, deniz
manzaralı daire umarken bodruma kalacağından, o gönülden edindiğin yerin
kirasına her yıl biçilecek zamdan, hiç senin olmamış duvarlara senden sinecek
gamdan; her gönül eskir zaten, zamanla tadilat tutmaz olur. Hem her gönül
sahibinin gönlü rahat değil ki kiracısı onsun. Herkes ne kadar mülk sahibiyse o
kadar kiracı… Herkes umduğundan fazlasını bulmaya mükellef, zira herkes vergi
mükellefi; vergisinin hesabını keyfinin kâhyasıyla sorduracak kadar bencil ve tembel…
Kimin
gönlünden yer istediysen, dilerim bulduğun en gönlüne göresi olsun.
Her yeni
yaşın, en güzel yaşın… Hep söylerim…
Doğum günün
kutlu olsun işte. Kiracıların çıkarken evi düzgün bıraksın.
Gözlerinden
öperim.
Yorumlar