Savaş ve Barış

Şimdi sana “savaş” deyince aklına gelenleri say desem bana onlarca somut örnek verirsin ama “barış” dersem; bırak onlarca örnek bulmayı, söyleyeceklerin sadece birkaç soyut kelimeyle sınırlı kalır. Gelişmemiş zihinler soyut kavramların çoğunu somut karşılıkları olmadan içselleştiremezler. Bu yüzden barış içinde yaşarken, “barış içinde olmayı” anlayamazlar. Ama savaş içinde olmak öyle değildir. Savaşın her zaman somut bir karşılığı vardır. Barışın ne olduğunu anlamaları da ancak “savaşın somut örnekleri” içindeyken mümkün olur. 

O da sadece sınırlı bir şekilde, sadece soyut bir şeyin somut karşılığı olarak…

Birine, “barış” dendiğinde aklına gelen ilk kelimeyi söyle, de örneğin. Şüphesiz sana “özgürlük” diye, karşılık verecektir.  Peki ya “özgürlük” denince aklına ilk gelen şey? “Kuş…” Evet, kuş… 

Tastamam, dört başı mamur, somut bir örnek… 

İşte bu kadar…


Sahne: (Savrseni Krug (1997) Ademir Kenovic – Almetin Leleda as Adis, Almir Prodgorica as Kerim, Sultana Omerbegovic as Ivana)

Yorumlar