Sevgili Günlük,




Kişinin işi laftır, aynaya bakalım. Hıçkırık tutarsa BİM poşetine üfleyerek karbondioksit alalım.  Hayatı sırtımızdan kambur olmadan evvel atalım. Ben bunları geçtim, bunlar beni hâlâ geçmedi bakalım. 

Buralar gitsin, sen git, herkes gitsin. Duruyorum ben.

Sabaha sandalyeleri dizmiş olurum, çayı koyarım, ıhlamuru demlerim, gazetelerin manşetlerini okurum. Çay kararmaz, ıhlamur demini yeni alır, gazeteler hiç okunmamış gibi olur. Anahtarı bırakırsan süpürürüm de buraları. 

Annemin dedesi öldüğünde 100 yaşına varmıştı. At beslediği için biz küçük torunlar ona “Atlı Dede” derdik. Atlı dedem bana dünyanın sarı bir öküzün boynuzları üstünde durduğunu söylemişti. Onu kızdırdığımız zaman sarı öküz kuyruğunu dünyanın bir yerine vuruveriyordu ve vurduğu yerde deprem oluyordu.

Atlı dedem, ben bugün seni hatırladım. Dünyanın sarı öküzün boynuzları üstünde durduğuna bir türlü inanmamıştım hani. Yuvarlaklığına ikimizin de çocuk aklının ermediğinden belli...

Bugün seni öğrendim. 

Dünya hakikaten bir tepsiymiş ve o tepsi sarı öküzün boynuzları üstünde değil, genç ve güzel bir kadının bir çift memesi üstünde duruyormuş. Ve ne zaman bir bebek açlıktan ağlasa, bir adam yalnızlıktan yakınsa o kadın kıpırdanıyormuş. Tepsinin dengesi kayıyor, dökülen sütler yüzünden yağmur yağıyormuş.

Çok vurdum, duymadılar. Adımı “vurdumduymaz” koydular. Kişinin aynası iştir, lafa bakılmaz dedikleri günden beri ben aynaya bakmıştım dedecim; bakalım. Kendilerinden bir çift memesini esirgeyen küçücük dünyayla ne işi olur ki kocaman adamların? Gel, bu dünyayı yakalım.

Evvelsi gece üç adamın yalnızlıktan yakınması benim sanal duvarımda alt alta dizilmiş. Adına da tesadüf demişler. Sen olsan tevafuk derdin. Sonra yağmur yağdı. Yaratmanın Yaradan’a mahsus imişliğinden midir kızdılar bana dedecim? Ben haddim mi bilmeden hep tesadüf yarattım. Çocukken çizdiğim resimlere gülen anne güneşler, bıyıklı baba aylar yaptım. 

Resim öğretmenlerinin kızdığı çocuklar, kayıkçılar ve senin için Zeki Müren’den gelsin mi o zaman, Sandalım Geliyor Varda?

Sana hiç 'dedecim' demediğim için galiba.

Yağmur dindi burada, her şey bir resim gibi bozulmadı hala…

(Dünyanın esirgediği memeler üstüne bir öykü: Tous des Monstres )

Yorumlar