Parodi
din; bir dini, mezhebi veya inanış biçimini çeşitli amaçlarla taklit ederek
yeniden biçimlendiren dinlere verilen isimdir. Kerameti kendinden menkul
bu dinlerin amacı yeni bir inanış biçimi yaratmak değil, varolan bir dini
inanışı yermektir. Bu yüzden hiçbir din ve kurum tarafından din olarak
sayılmazlar. Bu dinlerin kurucuları özellikle pagan kültüründen gelen ilahi
dinlerin doğruluğu hakkında şüpheli yargılara varan kişilerden oluşur. Parodi
dinlerin bir kısmı ilahi dinlerin katı kurallarını esnetip daha uygulanır hale
getirmeyi amaçlarken, bir kısmı sadece mizahi eleştiri amacı gütmektedir. Tanrı
inanışındaki bazı parodi dinler, kendi tanrılarının varlığını “yokluğu
ispatlanamayan bir şeyin varlığını kabul edebiliriz” önermesiyse savunurlar.
Parodi
dinler içerik bakımından postmodernist oluşumlardır. Birçoğu varlığını ve
yayılımını internet üstünden sürdürür. Bilinen en eski ve en fazla müridi olan
parodi dinin Diskordianizm olduğu ifade edilse de günümüzde ve ülkemizde en çok
tanınan parodi din “Pastafaryanizm”dir.
Pastafaryanizm
mensubu olduğunu söyleyen Niko Alm isimli Avusturyalı bir vatandaşın sürücü
ehliyetinde başına makarna süzgeci geçirdiği bir fotoğrafı kullanmak istemesi
üzerine Pastafaryanizm’in resmi olarak tanınmışlığı söz konusu oldu. Zira Alm
fotoğrafını ehliyetinde kullanmayı başardı.
Dilimizde
parodi dinler hakkında yazılmış detaylı bilgiye ulaşmak mümkün değil. Aşağıda
en bilinen parodi dinler hakkında bazı bilgiler bulacaksınız. (Buradan sonrası
tamamen alıntıdır. Yazarı bulamadığım için ismini yayınalaymıyorum ama kaynak linkler en altta mevcuttur.)
1. Pastafaryanizm
Uçan Spagetti Canavarı (USC) -İngilizce
ismiyle Flying Spaghetti Monster (FSM)- Amerikalı fizik mezunu Bobby
Henderson tarafından kurulan Pastafaryanizm adlı parodi dinin Tanrısıdır.
USC, ilk olarak 2005 yılında Henderson’un ABD’nin Kansas Eyaletinin Eğitim
Kurulu’na yazdığı bir mektupta geçer. Bu mektupta Henderson, gayet detaylı bir
şekilde yeni inanç sistemini ve dayanaklarını anlatır ve delil durumunun
“Akıllı Tasarım/Yaratılış” ile aynı düzeyde olduğunu göstererek, biyoloji
derslerinde bundan sonra bu yeni alternatif sistemin de öğretilmesini talep
eder.
İnternet ortamında inanılmaz bir hızla genel üne
kavuşan USC, ciddi din tartışmalarında da kullanılmaya ve Dawkins gibi
yazarların kitaplarında ismen anılmaya başlamasından beri, artık teizm-ateizm
tartışmalarının vazgeçilmez bir parçası durumuna geldi. Venganza.org
adlı resmî internet sitesinin yanı sıra hemen her ülkede, çok sayıda site, bu
yeni dinin tebliğini yapmakta.
Pastafaryanizm Dini’nin ana öğretileri ve inançları:
- Evren, varlığı ispat edilemeyen Uçan
Spagetti Canavarı tarafından var edilmiştir. Evrime işaret ediyor gibi
görünen tüm deliller, insanların aklını karıştırmak için, kendisi tarafından
evrene serpiştirilmiştir.
- Boby Hendorson, bu dinin peygamberidir.
- Son dönemlerde artış gösteren küresel ısınma,
deprem, sel gibi felaketler 1800′lü yıllardan bu yana deniz korsanlarının
sürekli azalmasına ve yok olmaya yüz tutmasına bağlıdır. Üstelik bu ilinti
gayet detaylı istatistiklerle de göz önüne serilebilir. Ayrıca son yıllarda
Somali korsanlarının artan aktiviteleri de bunu ispatlamaktadır. Çünkü en yoğun
korsan faaliyetlerinin görüldüğü Somali, gezegenin en az CO2 emisyonunun olduğu
ülkedir.
- Pastafaryanizm’in (Musa’nın 10 Emri’ne gönderme
yapan) “8 yapmazsanız çok memnun olurum” listesinde, ayırımcılık,
intikam, kadın düşmanlığı vs. gibi eylem ve düşünceler “yapmazsanız çok memnun
olurum” kapsamında vahyedilmiştir
2. Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At
Tek Boynuzlu Görünmez Pembe At -İngilizce
ismiyle Invisible Pink Unicorn (IPU)- belki daha entelektüel
denilebilecek yeni bir dinin Tanrıçası. Bu Tanrıça ilk defa 1990 yılında
gerçekleşen bir internet tartışmasında ismen geçer. Tanrıça’nın hem görünmez
hem de pembe olmasından kaynaklı mantıksal paradoks ise bu dinin iman
sırlarındandır. Kimse, IPU’nun yokluğunu kanıtlayamaz. Bu dinin mensupları çok
sayıda farklı mezheplere bölünmüşlerlerdir. Örneğin bir mezhep Tanrıça’nın
sadece kâfirlere görünmediğini, fakat dilerse müminlere görünebileceğini
savunurken, diğer bir mezhep bunun Tanrıça’nın zat ve sıfatlarıyla
bağdaşmayacağına inanır. Müminler, Tanrıçalarının ismini yazarken isminden
sonra “pbuh” (Peace Be Unto Her -- Barış Onun Üzerine Olsun) veya “bbhhh”
(Blessed Be Her Holy Hooves -- Kutsal Nallarına Salât Olsun) gibi kısaltmalar kullanıyorlar.
3.
USC ve IPU’nun Rol Modelleri
“Uçan Spagetti Canavarı” ve “Tek Boynuzlu
Görünmez Pembe At”ı ilk ortaya atanların aklında hangi rol modelleri vardı,
bilmek pek mümkün değil elbette. Ama her iki figürün de literatürde birçok
selefi var. Bunlardan en meşhur/etkili olduklarını düşündüğüm üç tanesine
değinmek istiyorum.
-
Carl Sagan’ın Ejderhası
1934-1996 yıllarında yaşayan astrofizikçi Carl
Edward Sagan, The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark adlı
eserinde garajında yaşayan görünmez, ısısı olmayan ateş püskürebilen bir
ejderhadan bahseder ve bunun yokluğunun ispatlanamayacağını açıklar.
-
Russell’in Çaydanlığı
1872-1970 yıllarında yaşayan meşhur İngiliz
filozof ve matematikçi Bertrand Russell, 1952 yılında yazdığı “Is There a
God?” adlı makalesinde şöyle der:
“Dünya ile Mars arasında porselenden bir
çaydanlık bulunduğunu ve eliptik bir yörüngede Güneş’in etrafında döndüğünü
iddia edersem, kimse bu iddiamı yanlışlayamaz -- tabii söz konusu çaydanlığın,
en güçlü teleskoplarımızca bile görülemeyecek kadar küçük olduğunu iddiama
ekleyecek kadar temkinli olmam kaydıyla. Ama bunun üstüne bir de iddiamın
yanlışlanamaz olduğu için, bu iddiadan kuşku duymayı insan aklının kabul
edilemez bir kibirlenmesi olarak adlandırırsam, haklı olarak saçmalamakla
suçlanırım. Fakat böyle bir çaydanlığın varlığı antik kitaplarda geçiyor, her
Pazar insanlara kutsal hakikat olarak telkin ediliyor ve okullarda çocukların zihnine
işleniyor olsaydı, işte o zaman çaydanlığın varlığından şüphelenmek çok tuhaf
ve eksantrik olurdu. Şüphe duyanlar “aydınlanmış” bir çağda psikiyatristlerin,
eski çağlarda ise engizisyon yargıçlarının ilgisine maruz kalırdı.”
Richard Dawkins, A Devil’s Chaplain adlı kitabında Russell’in bu argümanını devam ettiriyor:
“Organize olmuş dinlerin açık karşıtlığa
müstahak olmalarının sebebi, bu dinlerin -Russell’in çaydanlığına olan inancın
aksine- güçlü, etkili, vergiden muaf ve buna karşı koymak için henüz çok küçük
olan çocuklara sistematik bir şekilde telkin ediliyor olmalarıdır.
Kişiliklerini en çok şekillendiren yıllarda hiçbir çocuk çaydanlık üzerine
yazılmış deli-saçması kitaplar ezberlemek zorunda bırakılmıyor. Devlet desteği
ile ayakta duran okullar, sırf ebeveyni yanlış bir çaydanlık biçimini yeğliyor
diye çocukları almamazlık yapmıyorlar. Çaydanlık müminleri, çaydanlık kâfirlerini,
çaydanlık münkirlerini, çaydanlık fasıklarını ve çaydanlık müşriklerini
taşlayarak öldürmüyorlar. Anneler, oğullarına ailesi bir değil üç çaydanlığa
inanan çaydanlık ecnebileriyle evlenmemeyi telkin etmiyorlar. Sütü çaydan önce
katanlar, sütü çaya ekleyenlerin dizlerini kurşunlamıyorlar.”
-
Epikür’ün Gamsız
Tanrıları
İlk materyalistlerden olan Eski Yunan Filozofu Epikür,
Tanrıların varlığına karşı çıkmadı, fakat Tanrıların herhangi bir şekilde
evrene, kadere, insanlara müdahale etmediğini, insanların yapıp ettikleriyle
hiçbir şekilde ilgilenmediğini öğretti. Tapma, kurban verme, dua etme gibi
insan eylemlerini çocukça saçmalıklar olarak gördü. Epikür’ün sözünü ettiği
“ara âlemde” yaşayan, bizimle ve evrenle hiçbir ilgisi olmayan ve kendilerince
mutlu ve sonsuz bir hayat süren Tanrılara gerçekten inanıp inanmadığı felsefe
tarihinin tartışma konularından.
İhtimal dâhilinde görülen ve bana oldukça
sempatik gelen yorumlardan biri de, aslında ateist olduğu, fakat Tanrıların
yokluğundan bahsetmek yerine, büsbütün önemsiz ve gereksiz olduklarını
göstermeyi yeğlediği yönünde.
Hangi yorum doğru olursa olsun, her halükârda
Epikür’ün Tanrılar hakkında yazdıkları, aslında Russell’in çaydanlığından pek
farklı sayılmaz. Bir yerlerde, bir şekilde bizimle hiçbir ilgisi olmayan, bizi
veya evreni yaratmış olmayan, bizim yapıp ettiklerimizi de hiç mi hiç
umursamayan, kendi hallerinde Tanrılar var. Yokluğunu ispat edemiyoruz. İnanmak
isteyen buyursun.
4.
Akıllı Tasarım Parodileri
-
Akılsız Tasarım
İsmini Mark Perakh‘ın aynı adlı kitabından alan
“Akılsız Tasarım” -Unintelligent Design (UD)- akımı teistlerin evrime karşı
çıkışlarına ve akıllı tasarımı savunmalarına hicivsel bir reaksiyon olarak
ortaya çıktı. Evrenin ve canlıların bir Tanrı tarafından tasarlandığı kabul
ediliyor, fakat bu Tanrı’nın zaman zaman ne denli beceriksiz olduğu ve
mükemmeliyetten ne denli uzak olduğu gösteriliyor. Sayısızca nesli tükenen
canlı türü, işlevsiz kanatlar, hiç de ekonomik olmayan organ yapıları ve
çalışma türleri, insan gözündeki kör nokta vs. gibi sayısızca örnekle Tanrı’nın
mükemmel olmadığı ve birçok tasarım hatası yaptığı kanıtlanıyor. Aynı argüman
ve örnekler Argument from poor design ve benzer başlıklar altında da
derlenmekte ve tartışılmakta.
-
Akıllı Düşüş
Yine evrime karşı çıkan “akıllı tasarımcıların”
iddialarına satirik bir yanıt olarak kurgulanan Akıllı Düşüş -Intelligent
Falling (IF)- Darwin’in evrim kuramına karşı söylenenleri, Newton’un
gravitasyon kuramına uyarlayarak evrim karşıtlığının saçmalığını gösteriyor. Bu
görüşe göre, elma ağaçtan gravitasyon etkisiyle düşmüyor, bir Tanrı tarafından
aşağıya itiliyor. Okullarda fizik derslerinde gravitasyon teorisine bir
alternatif olarak öğretilmesi talep edilen Akıllı Düşüş, özellikle Newton’un
teorisinin sadece bir teori olduğunu ve mutlak anlamda kesin bilgi olarak
geçemeyeceği üzerinde duruyor. Akıllı Düşüş fikri -bilindiği kadarıyla- ilk
olarak 2005 yılında David Craig Simpson’ın bir Comic‘inde geçti. 10 gün sonra bu
fikri Joshua Rosenau, kendi bloguna taşıdı ve detaylandırdı. Hızla meşhur olan
fikir, The Onion gibi sitelerde ve sayısızca
blogda yer aldı.
-
Leylek Teorisi
İsmini yaratılışçı Ben STEIN‘ın “Expelled: No Intelligence Allowed (Kovuldu: Akla İzin Yok)” adlı filmi ile dalga geçen, richarddawkins.net parodisinden almıştır. “Sexpelled: No Intercourse Allowed (Seksten Kovuldu: Sevişmeye İzin Yok)“. Sürekli “okullarda karşı tezi de anlatın”, diyen yaratılışçılara, “leylek teorisini de anlatalım o zaman (nasıl olsa eşit olarak saçma)” mesajı veren parodidir. Parodinin sonunda, Dawkins sanki bir yaratılışçıyla konuşuyormuş gibi “tamam bebeği leylek getiriyor da, leyleği kim getiriyor?” der.
İsmini yaratılışçı Ben STEIN‘ın “Expelled: No Intelligence Allowed (Kovuldu: Akla İzin Yok)” adlı filmi ile dalga geçen, richarddawkins.net parodisinden almıştır. “Sexpelled: No Intercourse Allowed (Seksten Kovuldu: Sevişmeye İzin Yok)“. Sürekli “okullarda karşı tezi de anlatın”, diyen yaratılışçılara, “leylek teorisini de anlatalım o zaman (nasıl olsa eşit olarak saçma)” mesajı veren parodidir. Parodinin sonunda, Dawkins sanki bir yaratılışçıyla konuşuyormuş gibi “tamam bebeği leylek getiriyor da, leyleği kim getiriyor?” der.
5.
Diskordianizm Dini
Diskordianizm Dini 1958 yılında Gregory Hill ve
Kerry Thornley tarafından Principia Discordia adlı kitapla kuruldu. Biraz din
parodisi, biraz felsefe, biraz da mizah olarak adlandırılabilecek akım internet
aracılığı ile çok sayıda taraftar buldu.Diskordianizm, ana amaçlarını
düşünmeye, sorgulamaya sevk etmek, dogmaları yıkmak olarak belirtiyor. Bunun
için seçtikleri başlıca yol ise akıl karıştırmak, zihin gıdıklamak veya
İngilizcesi ile Mind Fuck praktize etmek. Her türlü gelenek ve otoriteye karşı
çıkan akımın anarşist eğilimleri bulunmakta... Objektif doğruların varlığı
reddediliyor, evrende her şeyin 5 rakamı ile ilintili olduğuna inanılıyor, bu
inançtan hareketle kurgulanan özel bir takvim kullanılıyor. Akımın
aktivitelerinde ve tartışmalarında mantıksal tezatlara ve paradokslara özel bir
ilgi duyulduğu görülüyor. Dinin herhangi bir merkezî organizasyonu yok. Dine
kaydolan her mümin kendini papa ilan edebilir (veya etmez). Din topluluğu,
hiyerarşik bir yapısı olmayan çok sayıda bağımsız internet sitesi, Facebook
sayfası vs. gibi münferit noktalar etrafında devamlılığını sürdürüyor.
6.
Jediizm
Jediizm, ismini Yıldız Savaşları adlı
sinema filmi serisindeki Jedi figürlerinden alıyor. 80′li yıllarda İngiltere’de
oluşan ve Hıristiyanlık, Budizm, Taoizm ve Şinto dinlerinin bazı öğelerini
birleştiren bu karma dinin (gerçek) mensupları, dinlerini gayet ciddiye
alıyorlar ve Yıldız Savaşları filminde canlandırılan Jedi öğretisini, kendi
inançlarına en yakın öğreti olarak gördükleri için bu ismi seçtiklerini
söylüyorlar. Tanrı tanımayan bu dinin kabul ettiği yaşam kodeksinde, beden
sağlığı ve gücü, eğitim ve bilgi, yaşama saygı, uyum gibi öğeler yer alıyor.
Birleşik Krallık ve Kuzey İrlanda’da 2001 yılında yapılan nüfus sayımında, o
kadar çok vatandaş, mensup olduğu din olarak Jediizm'i belirtti ki, resmî
istatistiklere bu dinin ismini de almak gerekti (bkz.). Her ne kadar bu oranın içinde,
öylesine/şakasına veya hakim dinleri protesto amacıyla veya StarWars
hayranlığından dolayı Jediizmi belirtenler çoğunlukta olsa da, bu durum hukuki
ve siyasi açıdan ilginç soruları da gündeme getirdi. Ne de olsa, seküler bir
devlet hangi dinin doğru/ciddi vs. olduğu konusunda karar veremez ve sadece
vatandaşlarının kendi ilanlarını baz almak zorunda. Öyleyse belli bir sayısal
eşiği aşan her inanca da eşit muamele yapılmalı.
7.
Iglesia Maradoniana
90′lı yılların sonunda meşhur futbolcu Diego Maradona’nın hayranları tarafından Arjantin’de kurulan Iglesia Maradoniana (IM -- Maradona Kilisesi) mensupları, tapmakta oldukları Maradona’yı -İspanyolcada Tanrı anlamına gelen Dios sözcüğüne ve Maradona’nın triko numarasına göndermede bulunarak- D10S olarak yazıyorlar. Kendilerine özgü takvimleri olan IMciler milat olarak Maradona’nın doğum yılı 1960′ı kabul ediyorlar. İçinde bulunduğumuz 2010 yılı bu takvime göre 50 DD oluyor (Después de Diego, “Diego’dan sonra”). En büyük yıllık dinî bayramları ise Maradona’nın doğum günü olan 30 Ekim. Birkaç futbol hayranının, Arjantin’de zaten yaşanmakta olan ve yer yer kutsama boyutlarına varan Maradona kültünü abartarak şakayla başlattıkları bu akıma bugün 40.000′in üzerinde taraftarın mensup olduğu söyleniyor.
90′lı yılların sonunda meşhur futbolcu Diego Maradona’nın hayranları tarafından Arjantin’de kurulan Iglesia Maradoniana (IM -- Maradona Kilisesi) mensupları, tapmakta oldukları Maradona’yı -İspanyolcada Tanrı anlamına gelen Dios sözcüğüne ve Maradona’nın triko numarasına göndermede bulunarak- D10S olarak yazıyorlar. Kendilerine özgü takvimleri olan IMciler milat olarak Maradona’nın doğum yılı 1960′ı kabul ediyorlar. İçinde bulunduğumuz 2010 yılı bu takvime göre 50 DD oluyor (Después de Diego, “Diego’dan sonra”). En büyük yıllık dinî bayramları ise Maradona’nın doğum günü olan 30 Ekim. Birkaç futbol hayranının, Arjantin’de zaten yaşanmakta olan ve yer yer kutsama boyutlarına varan Maradona kültünü abartarak şakayla başlattıkları bu akıma bugün 40.000′in üzerinde taraftarın mensup olduğu söyleniyor.
8.
Dudeizm -- Ahbapizm
1998 yapımı meşhur The Big Lebowski [IMDB]
filmini tanrısal mesaj olarak alıp, öğretilerini onun üzerine kuran dindir. “Rahat
ol” ve “Akıntıyla git” mesajları ana mesajlarıdır. Daha fazla bilgi için:
Dudeism resmi web sayfası: http://dudeism.com/ Wiki’de Dudesim: http://en.wikipedia.org/wiki/Dudeism
9. Googlizm
Her şeyi bilen, cismani/maddi olmayan, ama
varlığı da apaçık ortada olan yüce Google (c.c.) Dini için “Üç Sarkastik Cadı“nın blogundan alıntı
yapmayı yeğliyorum:
"Google hayranı bir takım ateistler
tarafından uydurulan yeni parodi din olan Googlizm ya da Google kilisesi
sevdiğimiz Pastafaryanizm ya da Görünmez Pembe Tek Boynuzlu at gibi eski
parodilere pek çok açıdan fark atıyor çünkü uydurma bir din olmasına rağmen
tanrılarının (google’ın) varlığını gerçekten kanıtlayabiliyorlar. Googlistler
arama motoru Google’ın insanlığın (halk arasında tanımlandığı şekliyle) gerçek
bir Tanrı’ya en çok yaklaştığı nokta olduğunu iddia ediyorlar ve bunu 9 sağlam
kanıtla destekliyorlar. Diğer parodi dinlerde olduğu gibi “Ey kafirler uçan
spagetti canavarını reddedemezsiniz!” diye dindarları taklit edip dalga geçmek
yerine Googlistlerin daha ciddi bir tutumu var. Bilimsel olarak kanıtlanamıyor
olmaları nedeniyle bütün doğaüstü tanrıları reddettiklerini fakat Google’ın
tanrısal özellikler taşıdığı bilimsel olarak kanıtlanabildiği için “Tanrı”
sıfatını tüm diğer tanrılardan daha çok hak ettiğini söylüyorlar."
Kaynakça:
Yorumlar